80' li yıllarda, İstanbul yakınlarındaki bir kasaba da geçiyor hikaye. O zamanlar kuyuculuk yaparak geçimini sağlayan kuyucu ustaları var. Bir kuyucu ustası olabilmek hem zor, hem de güvenebilir bir çırağı olmazsa olmazı.
Babası evi terk ettikten sonra, annesi ile birlikte yaşamaya başlayan ''küçük bey'' Cem; yaz tatilinde harçlığını çıkartmak için Mahmut Usta ile birlikte çalışmaya başlar. Mahmut usta, bir kasaba da fabrika kurmak isteyen bir iş adamı için, arazide su bulacaktır. Deneyimlerine güvenerek, kuyu için suyu bulacağı yeri seçer ve kazmaya başlar. Cem ise; çıkan toprakları kuyudan çeker çıkartır ve döker, tekrar boş kovayı aşağı ustasına indirir. Akşam işleri bittiğinde kasabaya inerler. Tiyatro afişini gören Cem, gitmeyi çok istese de ustasından çekinerek giremez. Ve olmadık bir anda Kırmızı Saçlı Kadın ile tanışır. Kadının gülüşü, Cem' e bakışı Cem' in aklını başından alır ve sürekli onu düşünmeye başlar. Mahmut usta kasabaya inmese bile, Cem her akşam iş bittiğinde sadece O' nu görebilmek için bir bahane bulur ve kasabaya iner. Kasabayı talan etse de bulması kolay olmayacaktır. Mahmut usta ona hikayeler anlatır. Eskiden günümüze kadar gelen; baba-oğul hikayeleri. Bu efsanelerin Cem' in geleceğini şekillendireceğini kim bilebilirdi ki!
Aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen Mahmut Usta suyu bulamaz. Cem ise kendinden geçmiştir ve Mahmut Usta' yı terk ederek, evine geri döner. Üniversiteyi kazanır, evlenir. Fakat aklı hep geçmişindedir. Ve o gün gelene kadar, dinlediği, okuduğu efsanelerin aslında kendi kaderini şekillendirdiğini anlamayacaktır.
Keyifle okuyun & sevgiyle kalın
KIRMIZI SAÇLI KADIN
ORHAN PAMUK
YAPI KREDİ YAYINLARI
195 SAYFA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder