Zaman su gibi akıp gidiyor, istesek de tutamıyoruz.
1 alana 1 bedava şansımız da yok malesef. Kullanmadığımız zamanı, aktarma şansımız olmadığı gibi.
Sabahları çalar saatimizi erteleyerek kalkıyor, ya otobüsü kaçırma, trafikte kalma ve sonunda işe geç kalma stresi yaşıyoruz.
Gün
boyu işlerle ilgileniyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz çoğu
zaman. Çoğunlukla ertesi güne kalan işlerimiz de cabası. İşyerindeki
hırslarımız, iş arkadaşlarımıza karşı yaptığımız ego durumlarından
bahsetmeye hiç gerek yok sanırım. Herkes birbirini hor görme, ezme
derdine düşmüş. Akşam
gene trafikle cebelleşerek geçen zamanımız. Ya bir arkadaşla içilen
kahve sohbetleri ya da eve vardığımız da yorgun argın kendimizi yatağa
atmamız.
Hepimizin yaşadığı sorun aynı değil mi hemen hemen. Hep bir koşturma, hep bir telaş, hep yetişme durumu söz konusu.
Ya saatlerce sosyal sitelerde takılıyor, bir dakika dahi geçmeden bakmadan edemiyoruz.
İnternette geçirdiğimiz vakitler.
Telefon çaldı mı?
Mesaj geldi mi?
Whatsupp
dan kim yazdı? meraklarıyla onlinesız yaşayamama durumları. Günboyu
telefonda edilen sohbetler yetmezmiş gibi akşam yapılan tekrarlar.
Akşamları bitmeyen dizi sevdamız. Sevgili olmadan yapamama halleri,
ayrılsak bi dert, bekar olsak bi dert melankoli durumları. Kendi
kararımızı verememek adına o ne dedi, bu ne dedi, diye takılma halimiz.
Gülmek için birçok sebebimiz varken, ağlamak için sebeplerimiz daha çok
sanırım. Gereksiz insanlar için yıpranmaya, üzülmeye ne kadar çok zaman
harcıyoruz. Zaten pamuk ipliğine bağlı yaşantımızda, neden hayatın
tadını çıkartamıyoruz. Çok zor değil inanın. Sadece gülümsemek, kahkaha
atmak bile sizi mutlu etmeye yetecektir. Negatif düşüncelerden sıyrılın,
hergün hesabımıza yatan 1440 dakikamızı güzel değerlendirelim. Bugün
gençliğimize güvensek de, yarınlarımız hep gelecektir. Enerjinizi,
vaktinizi, dostluğunuzu, hayatınızdaki güzellikleri, kısaca size dair
sunulan nimetleri boşa heba etmeyin. Geri dönüşüm kutusundan kurtarma şansımız yok malesef.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder