BEYLER NE İSTİYORSUNUZ ?

Kadın olmak zaten zor, bu ünvanı taşımak daha da zor. Bizi sex objesi olarak gören erkekleri, sadece kendini düşünen bencil varlıklar olarak görüyorum. Bilmedikleri ya da anlamadıkları, anlamak istemedikler birşey varki; bizim duygusal olmamız. Hayatımız sadece cinsellikten ibaret değil, sarılmalara ihtiyacımız var, samimiyete ve sıcaklığa.


Slav kadınlarla Türk kadınları kıyaslayama yapabiliyorlarsa; şunu da bilmeleri gerekir. Anneleri ve diğer ebeveynleri de birer Türk. Kendileri de öyle. ( Özentilik mi ne? )

Ama bundan utanıyorlarsa, o zaman onlara söyleyebilecek çok da bir lafım bulunmuyor açıkçası.

Rus kadınlar kendilerine güveniyor, asiller, bilgililer. Evet haklısınız belki de.

Siz kendi kadınınıza değer vermeyi bilmiyorsunuz! Bunu bilmediğiniz için de size verilen değeri aslında siz belirliyorsunuz.


- Evdeki kadınla vakit geçirip onu anlamak yerine, dışarıda ki kadına gidiyorsunuz.

- Evdeki kadına harcama yapmak yerine, sevgilinize istediği herşeyi temin ediyorsunuz.

- Evdeki kadını sürekli eleştirerek, diğer kadını kendinize hayran bırakıyorsunuz belki de (!)


Evdeki kadın da bir zamanlar dışardaki kadın değil miydi ?

Ve ayrıca, dışardaki kadını farklı kılan sadece bir kaç saat geçirdiğiniz özel zamanlar mı? Neden bunu evdekiyle de yapmıyorsunuz? Bir tanesiyle başa çıkamazken(!) ikisiyle uğraşmak daha kolay galiba.


Sürekli bir şeyler istiyorsunuz karşı cinsten. Hep sizin egemenlik ve üstünlük anlayışınızdan kaynaklanıyor bu durum. Çoğu zaman karşı tarafın ne istediğine bile aldırış etmiyorsunuz.


Eşinizin çalışmasını istemiyorsunuz. ( Kırsın dizini evde otursun.) Evin desteğini sağlayamıyorsunuz, sağlayamadığınız gibi de karşı taraftan sürekli bir beklenti içerisindesiniz. Birşey isterse, hemen acitasyon yaparsınız. Hayatım malum durumlar belli, sonra alsan nasıl olur? Maddi durumunuz iyi olsa bile sevgiden mahrum bırakırsınız. Parası olanın karısı da mı çok olurmuş ne?


Siz eşinizi memnun etmeyi bilmezken, onun sizi her daim memnun etmesini beklemek ne demek oluyor?

İki tarafta çalışan bir tablo koyalım ortaya.

''Kadın işten gelir, yemek yapar, masayı hazırlar. Masayı toplar,bulaşıkları yıkar. Çay,kahve servisi hazırlar. Eşinin ertesi günkü kıyafetlerini hazırlar. Ve geç vakitte yatar.

Erkek eve gelir. Televizyon karşısına geçer. Çok yoruldum diyerek, hazır masaya gider, yemeğini yer çayını kahvesini içer. Sonra tekrar televizyon karşısına geçer. Yatak odasın da eşini bekler. O kadın da robottu ya. Kadının suratıda asıktır,yorgunluktan. ''Mahkeme duvarı gibi suratın var, bir kere de yüzün gülsün be kadın'' derler ve son noktayı koyarlar.


Sizi erkek olarak özgür yetiştiren ailelerimiz, kızlarına hep kısıtlamalar koydular, onlara tabuları öğrettiler.

Ve siz ne kadar özgürlükten bahsetseniz, özgür bireyler isteseniz de, hiçbiriniz bunu kabul edemiyorsunuz?

Hala namusun iki bacak arasında arandığı ülkemiz de, siz erkekler sevgilinizle beraber yaşamak istediğinizi söyleyip, 3 gün sonra karşınızdakine ağza alınmayacak laflar sarfedebiliyorsunuz? Özgürlük, medeniyet nerde kaldı peki?


Kadın kendi ayaklarının üzerinde durabiliyordur, özgürdür. Ama siz bunu da istemiyorsunuz. Sizden üstün bir kadını kabullenemiyorsunuz ki!


Peki beyler söyleyiniz.


SİZ NE İSTİYORSUNUZ?


VE BUNU HAK EDİYOR MUSUNUZ?