Kitabın kapağında fotoğraf yüreğinize dokunuyor, hele bir okurken hissettiklerinizin tarifi yok. Kitabın ana kahramanı Yeter anlatıyor, parmaklıklar arkasındaki hikayeleri. Hepsi birbirinden farklı hikayeler, hepsi birbirinden farklı insanlar. Yaşam tarzları, hayatları..
Zengin olan da var, fakir olan. Ailesi yanında olan da var, içeriği düştüğü için evladını yok sayanda. ''Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli!'' diye boşuna söylememişler. İçerken sizide sürüklüyor hikayeleri üzülüyorsunuz. Hele ki; suçsuz yere yatan kadınları gördükçe.. Ve bunlar hayatın bir parçası, sadece kitapta yazılanlar değil malesef. Bir hikaye değil bu yaşanmış gerçek hikayeler. Canan Tan her zaman ki; araştırmalarını tam anlamıyla yaparak yazmış bu hikayeleri. Kim bilir o dinlerken neler hissetti acaba?
Ailesinin zoruyla evlendirilenler, kocası tarafından dayan yiyenler, çocuğuna tecavüz etmeye çalışan üvey babalar. Ve çok daha fazlası.
En son bildiğimiz gerçek bir hikaye vardı; Çilem Doğan. Bütün kadınlar onun için seferber olmuştuk. Kocası yüzünden neler yaşamıştı.
Keşke bu olaylar yaşanmasa. Suçsuz olanlar yok yere hayatlarını parmaklıklar ardında geçirmese.
Yazacak çok fazla kelimem yok aslında. Sevgili yazarımız Canan Tan her zaman ki gibi harika bir eseri bizlere sundu.
KELEPÇE
CANAN TAN
DOĞAN KİTAP
200 SAYFA
Keyifle okuyun & sevgiyle kalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder