31 Ocak 2016 Pazar

PAZAR KEYFİSİ ''ERAY EMRE EVREN İLE MİNİ BİR SOHBET''

   Hikaye dinlemeye çocukluktan başlarız. Anne-babalarımız bize hikayeler anlatır, hikaye kitapları okur. Büyüdükçe ise, hikayeden romana geçiş sürecimiz başlar.
 
   Şehremini, Fatih bölgesine bağlı bir semt. Esnafıyla, tarihi yapısıyla, insanıyla minik bir eski İstanbul. Gezerken keyif alabilir, kendinizi mutlu hissedersiniz. Sokakları dardır, evleri küçüktür ama insanı muhteşemdir.
 
    Minval yayınlarından çıkan, ''Şurdan bi Şehremini alır mısın?'' kitabının yazarı Eray Emre Evren güzel semtimizi anlatan öyle güzel bir kitap yazmış ki! Okurken bir kere daha mutlu oluyorsunuz. Şuanda Şehremini de oturmayan ama burada doğup büyümüş insanlar, kitabı okurken nasıl duygulandıklarına binlerce defa şahit oldum.



   Bende Şehremini de doğup büyüyen sevgili yazarımı ile sizler için mini bir sohbet gerçekleştirdim.
 
     1- Kendinizden bahseder misiniz?
 
     1978 Yılında İstanbul Şehremini’de doğdum. Üç  kardeşli bir ailenin en küçük ve tek erkek çocuğuyum. Özel bir bankada çalışıyorum. Evliyim. Şu an Kozyatağı’ nda oturuyorum. Ailem ve arkadaşlarımın büyük bir kısmı halen Şehremini de.
 
2- Kitap yazma serüveniniz nasıl başladı?
     Orta okul ve lise çağlarımda küçük hikayeler yazardım zaten. Kitap yazma serüvenim Şehremini ile başladı. Tek kitaplık bir hevesti aslında. Fakat ummadığım bir ilgiyle karşılaştım. İlk etapta semtten bu kitaba çok sahip çıkıldı. Daha sonra ülke genelinde olumlu yorumlar alaya başladım. Mesela ilginçtir, Artvin’den bir okuyucu semtimizdeki meşhur çiğ börekçiyi çok merak ettiğini, İstanbul’a ilk geldiğinde buraya uğrayacağını söyledi. Bu tarz olumlu geri bildirimler beni yazarlığa devam etmek için motive etti diyebilirim.
 
3- Bir semt kitabı yazmak zor olsa gerek. Siz nasıl karar verdiniz?
     Uzun zaman sonra semtime geldiğimde sürekli top oynadığımız küçük bir alana yapılan dinlenme parkının inşaasını görünce buradaki anılarım canlandı. Bu ister istemez beni hüzünlendirdi. Ben Şehremini' de doğdum ve 29 yaşıma kadar burada yaşadım. Bu semt hakkında bir şeyler yazmalıydım ve geniş kitlelere ulaştırmalıydım. Bi nevi kendimi borçlu hissettim.
 
        4- İnsanların size bakışları değişti mi? Dışarı da biri sizi gördüğünde nasıl tepki veriyor?
 
     Semtte beni tanıyan esnaf ve arkadaşlarım dışında o kitabı benim yazdığımı bilen yok tabi ki. Hemen her ay en az bir iki defa semte gelir dolaşırım. Belki insanlar kitabı biliyor ancak beni tanımıyorlar haliyle.
Fakat bir gün şöyle bir şey oldu. Allah rahmet eylesin, kitapta da bahsettiğim bisiklet tamircisi Tuncay abinin dükkanının önünde eski bir çocukluk arkadaşıma rastladım. Sohbet ediyorduk ayak üstü. Bir teyze yaklaştı yanımıza. Anlam veremedik önce. Baştan aşağı süzdü beni. “Sen şu kitabı yazan çocuk değil misin?” dedi. “Evet” dedim. Sonra arkasını dönüp gittiği yöne doğru yöneldi ve “Çok güzel bir kitap, devamını bekliyoruz” dedi. O an çok mutlu oldum. O teyzeyle daha önce hiç tanışmamıştık fakat kitabı okumuş beğenmiş ve sonra beni tanımıştı. Sırf bu anı yaşamak için bile o kitabı yazmaya değerdi.
 
         5-Kitap yazmak isteyen arkadaşlarımıza önerileriniz var mı?
 
     Öncelikle cesur olsunlar. Okuduklarım ya beğenilmezse diye kaygı duymasınlar. Bol bol yazsınlar ve okusunlar. Yazdıklarınızı bir kitap haline getirmek çok meşakkatli ve sabır isteyen bir işmiş. Ben de bunu yaşayınca öğrendim. Kitabın bir yayınevine kabul ettirilmesi aşaması en zoru. Maalesef bu sektörde emeği suistimal edecek ve konuya tamamen ticari gözle bakan yayınevleri var. Bu sebeple eserlerini çok kişiyle paylaşmamaları ve şüpheci yaklaşımda olmaları önemli. Bu iş karşılıklı güvene dayalı. Yayıneviniz size siz yayınevinize güvenirseniz zorluklar başarıyla aşılacaktır.
 
        6-Kitaplarınızın devamı gelecek mi? Yoksa bir tane yazdım yeter benden bu kadar mı diyeceksiniz?
 
     Evet gelecek. Şu an bir roman tamamlamak üzereyim. Kurgusu ve hikayesine çok güvendiğim bir çalışma. Arkasından yine “Şurdan bi’ Şehremini alır mısın?” tadında hikayelerden oluşan keyifli bir kitap projem var. Ancak bu çalışmalar ne zaman kitap haline gelir bilemiyorum. Bu süreç çoğu zaman yazarın elinde olamayabiliyor.
 
       7- Şehremini sizin için ne ifade ediyor?
 
     En küçük dünyam Şehremini. Doğduğumdan itibaren çocukluk yaşlarıma kadar benim için dünya Şehremini’ den ibaretti. Etraf semtleri dahi çok fazla bilmezdim. Her ne kadar 80’li yıllarda geçirdiğim çocukluğumdaki Şehremini’ den şu an eser kalmasa da uğradığımda içimin ısındığı, kendimi güvende hissettiğim, evimde hissettiğim yer.
 
Belki de ikinci kitabını tamamlamıştır. :)
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Keyifli okumalar diliyorum, sevgiyle kalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder