GRİNİN ELLİ TONU

     Ve sonunda Grinin Elli Tonu filmini izlemiş bulunmaktayım. Aslında zamanlaması kötü olsa da, bunun bir sinema olduğunu düşünüyorum. İnşallah sapkın insanlara kötü örnek teşkil etmez.
   
      İlk kitabını heyecanla okuyarak, bitiren birisiyim. Okurken hayalim canlandırdı karakterleri ve şimdi karşımda izliyordum.
Anastacia ve Christian aşkı.
Film Türk  insanına hitap etmeyebilir aslına bakarsanız,  Türkiye de bu tarz yaşantılar olduğunu bilsem de, daha çok yabancı insanlarla bağdaştırıyorum. Türkler çok masummuş gibi.

      Zengin, genç  ve yakışıklı bir iş adamı ve edebiyat öğrencisi bir kızın, röportajla başlayan ilişkileri.
Kız aşık oluyor ilk görüşte, ilk bakışta ve öpüşte. Çünkü hayatında ilk defa bir duygular karşılaşıyor. Daha önce hiç yaşamadığı duygular, Christian' a olan aşkı, ilişkide onu bekleyen heyecan ve baş edemediği merakı. Korktuğunu kaçması gerektiğini hissetse bile yapamıyor. İçindeki ses ona devam etmesini söylüyor.
     Zaten aşk çoğu zaman bizleri parmağında oynatmaz mı?
     Canımızın yanacağını bile bile lades demez miyiz?
     Kalbimiz beynimize öyle bir hükmeder ki! Dur diyemeyiz.

     Aşk, öyle bir duygudur ki! Yüzlerce feet yükseklikten aşağı düşerken bile suratında aptalca bir gülümse, kalbinde heyecan vardır. Canının  yandığını yere çakılınca farkedersin.
Ve en başından söylediğim gibi Christian gibi biriyle tanışan bir kadın, onu reddetmek yerine merakına yenik düşer, duygularının esiri olur ve bu ilişkiye sonucu ne olursa olsun başlar.
Ben "Hayır" diyebilecek bir kadın düşünemiyorum!

    İlk kitap film olarak karşımızda. 2. ve 3. Kitapların da sinema filmini heyecanla bekliyorum.

    Ve aslında dün bir kez daha öğrenmiş olduğum gerçeği var. Her kadın erotizme hoşlanır. Yeterki doğru insanla birlikte yaşasın.

Sevgiyle kalın.