2. Dünya Savaşı sırasında Nazilerden kaçan Yahudileri, Filistin' e götürmek üzere Romanya' dan yola çıkan Struma gemisi. Yani adında üçkağıtçı bir adamın, Yahudileri kandırıp para toplayarak, hayvan taşımacılığı yapan, 100 kişi kapasiteli gemiye 800 kişiye yakın insanı biraraya toplar. Gemi denize açıldıktan sonra, motoru bozulur ve gidemez. Geriye de dönemezler. Motoru yaptırılır ve tekrar yola devam ederler. İstanbul' a geldiklerinde Sarayburnu açıklarında tekrar motoru bozulur. İstanbul' dan gelen askeri bir römork, kayalıklara çarpmasını engeller. Yolcuların, İstanbul' a inmelerine izin verilmez. İngiltere, Türkiye, Filistin, Romanya, Almanya aralarında sürekli yazışmalar yapılsa da, yolcuların gemiden ayrılması için izin verilmez.
Simon Brod, gemiye sürekli erzak, su ve ilaç taşınmasında yardımcı olur. Yolcuların indirilmesi için elinden geleni de yapmaya çalışsa da, işler onu da aşmaktadır.
Martin Segal adındaki önemli bir isim, eşi ve çocuğu; onun dışında hamile olduğu için kanaması olan Medea. Özel izinler sayesinde çıkartılmışlardı. Geride kalan yolcular ise, ümitlerini yitirmek üzereydiler.
24 Şubat 1942 yılında gemi batırıldı hem de 769 yolcusu ile. Geriye sadece 1 kişi kurtuldu, David.
Kitabı elime aldığım gibi bir günde bitirdim. Yazar, Halit Kakınç o kadar güzel bir dil ile anlatmış ki! Merak etttiğim olayı gözümde canlandırarak birebir okumamı sağladı. Her şeyden bahsetmedim size. Kitapta o kadar çok şey anlatılıyor ki; Vehbi Koç' un ismi de geçiyor. Atatürk' ün gayri müslimler için söylediklerinden de alıntılar bulunmakta. Dünya' da Yahudilere karşı yapılan saldırılar, infazlar ve daha fazlası.
Şuanda Yahudilerin dünyaya bu kadar ulaşabilmesinin altında bence geçmiş yıllarda yaşadıkları olaylar var, diye düşünmeden edemiyorum.
STRUMA
HALİT KAKINÇ
DESTEK YAYINLARI
231 SAYFA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder