29 Ocak 2014 Çarşamba

FALCI GELDİ (H)ANIM

Kadın milletine diyeceksin ki; çok iyi fal bakarım.
Aman Allahım, kahve içmeyeceği varsa bile, hemen yapar ya da söyler. Yeter ki; siz ona fal bakın. Doğru ya da yalan söylemeniz, bilip-bilmemeniz önemli değil. Fal bakın yani.
Kahve olsun, tarot olsun.. İskambil kağıdından olsun, A4 den olsun fark etmez..

Fal bu ayol. İnanmasak da, onsuz kalamayız biz.
Geçenlerde gittik bir kafeye, can sıkıntımız tavan yapmış, paramız cebimize ağır gelmiş, bize yalan söylemelerini istediğimiz, bunun sayesinde mutlu olduğumuz falcımıza.
Biz oturduk bekliyoruz, adımızı listeye yazdılar. Ben 6. bizim Kontes de 7. sırada falanız.



Neyse ortalama olarak 1,5 saat kadar bekleyeceğiz. Biz de bu sırada yemeğimizi yedik, kahvemizi içtik. Sohbet ediyoruz, oradan, buradan, şuradan. Yan masadakiler soruyor; ''hangisini tavsiye edersiniz?'' Biz de söylüyoruz, bu iyi, bu fena değil, falan filan. Çok iyi tanıyoruz hepsini, malum sırayla denemişler, bize de tavsiye etmişler ki, biz de kalkıp geldik. Bu sırada uzun boylu, sempatik, güleç yüzlü bir genç de bir aşağı yukarı iniyor falan. Döndüm Kontes' e; ''Bu dedim bize fal bakacak çocuk ve kesin akrep burcu'' 
''Geldiler sana'' dedi. Hiç gittikleri yok ki!

Sıra biz geldi. Yukarı çıktım, anaa bu çocuk o çocuk.
Hal hatır sorma faslını, isim söyleme durumlarını geçtik, başladı falıma bakmaya. Telveye mi bakıyor, açtığı kartlara mı, gözlerime mi belli değil.
Bakma öyle ya, benim göz alerjim var..
Bu söylüyor, bana bir haller oluyor. Aşağıda kontesle konuştuğumuzun 2/3 ü çıktı meydana.
Ekstrem şeyler de söyledi şimdi hakkını vereyim. Çocuk beni bana anlattı valla. Maşallah..
Sonra sohbete döndü biraz olay, bu sefer ona ben fal bakmaya başladım ama sadece hislerimle.
Güldü. Ve dedi ki, ''hislerin kuvvetli ama kendine değil, çevrendekilere.'' Kendim için olsa zaten, oho neler yapardım ben.




Bu arada gerçekten akrep burcuymuş :)
Sıra Kontes' e geldi. Ona da aşağıda konuştuklarımızdan falan bahsetmiş. Hayatıyla ilgili yorumlar yapmış. 
Biz hesapları ödedik, cüzdanı boşaltıp çıktık.
Ama aklımızda soru işareti kaldı. Masanın altında kayıt cihazı falan mı vardı? Olamaz yani değil mi? Olmamalı.. Belki de gerçekten çocuğun hisleri çok kuvvetlidir. Hangi ara dinleyecek 1,5 saatlik konuşmayı. Belki asistanı vardır, o dinleyerek not alıyordur. Acaba?

Biz yalanlarla kendimizi kandırdık evin yolunu tuttuk. Eski sevgili de dönmüyor, şirkete müdür de olamıyoruz. Evlilik desen 3-5 sene daha var. Ohoooo...


Geçen gün de komşumuzun arkadaşı gelmiş ve yanında tarot kartlarıyla. Evde gün var dediler, gittik bizde kardeşimle. 5 tane genç kız var, hepsi fal istiyor. İki soru hakkınız var dediyse de, sonra onu üçe çıkardı :) Sırayla hepimizin sorularını cevapladı. Bu sene de evde kalmış bulunmaktayım. Sevinsem mi, üzülsem mi? 
En azından iş hayatımda başarı beni bekliyor. 

Alt kattaki komşu ablamla da ne zaman kahve içsek, kapatır bakarız birbirimize. Söylediklerinin çoğu da çıkar, belki de inanmak istediğimdendir. 

Fal baktırmayı da bakmayı da seviyorum kim ne derse desin. 
Hislerim konuşuyor, konuşuyorum düşünmeden, tasarlamadan. Telveye, fincana da gerek yok. Ben seni hissedersem söylerim arkadaşım. 

O yüzden burnumu her şeye sokarım, üstüme farz olmayan şeylere karışırım. Kim kime ne yapmış söylerim. İçimdeki ses konuşuyor, bu benim elimde değil. Kız arkadaşımın, erkek arkadaşı için seni sevmiyor ki, demiştim benim yüzümden çocukla ayrıldı. Sevmiyordu ama ne yapayım ki! Falcı olmaya da gerek yok yani hani. Gece uykularım kaçtı, uyuyamadım, uyutulmadım. Yine de pes etmedim.
Falcılar, psikolog gibi çoğu zaman. Seni tanımayan bir insan sana farklı fikir, bakış açısı sunuyor ve bu da seni düşündürüyor. Acaba diyorsun?
Karşımdaki insanın, beni bana anlatmasını, geçmişi-geleceği, hayatımı ifade etmesini seviyorum. Kandırılmak mı? bu.
O zaman kandırılmayı seviyorum(z).






1 yorum:

  1. Kelebekli kahve fincanlarına bittim tırnaklarımada bayıldım for elif slc istiyorum fotolar için :)))

    YanıtlaSil