7 Mart 2014 Cuma

90' LARDA ÖĞRENCİ OLMAK

     Mavi önlüğümüz, beyaz yakamız vardı. Bir de annelerimizin ördüğü dantel yakalarımız. Dantelli çorapları unutmamak lazım. Sabah kalkar erkenden okula giderdik. Hiç öğlenci olmanın tadını çıkartamadım zaten. Aslında tadı da yoktu. Geç kalkmanın dışında. Öğlen eve geldiğimde, annemin yaptığı yemeğimi yer, sonra televizyon karşısına geçerdim. ''Şeker kız Candy, Çılgın Bediş, Tom & Jerry, Yalan Rüzgarı, Arı Maya'' izlerdim. Sonrasında ödevlerimi yapar, ertesi gün hazırlıklarımı bitirdikten sonra uyurdum. 



Ah be çocukluğum..

     Beslenme saatinde evden getirdiğimiz yiyecekleri paylaşırdık sıra arkadaşımla.
Sınıflar arası yarışmalar yapılırdı. Verilen sürede ipliği iğneye geçirmek, kaşıkta yumurtayı düşürmeden karşıya geçirmek, çuvalın içine girip zıplayarak karşıya en kısa sürede varmak, ip atlayarak yarışı tamamlamak... Lastik atlamak en keyiflisiydi, bir de sek sek oynamak. O lastiği başımın üzerinde tutup nasıl atlardık.



Ah be çocukluğum..

    Sınıf öğretmenimiz sıraları küme şeklinde yapmıştı. Bir sınıfta 5- 6 küme olurdu. Her kümeninde bir adı ve bir sözcüsü vardı. Haftada bir defa yarışma düzenlerdik. En çalışkan  grup ödül alırdı. 


Ah be çocukluğum..


    Bizim zamanımızda ''dönem ödevi'' vardı. Seçtiğimiz bir ders de, bize verilen konu hakkında A4 kağıdına, el yazımızla yazar, görsel toplardık. Üzerine bir kapak sayfası yapardık, kişisel bilgilerimizden oluşan. Bunların hepsi el emeği, göz nuruydu. Günlerce uğraşır, bilgileri okuyup araştırır, sonrasında özetini yazardık. Google amcaya sorma şansımız yoktu. Evdeki ansiklopedilerden araştırma yapardık. Kopyala-yapıştır nedir bilmezdik.


Ah be çocukluğum..

     Gazete kuponlarını nasıl biriktirip almıştık. Daha fazla bilgi toplamak için, komşumuza gider, onun ansiklopedilerinden de bilgi toplardım. Evlatlarını okutup, büyütmüş olmasına rağmen ansiklopedilerini hala saklardı. Merak ettiği bir konu olduğunda açıp okumayı sevdiğini söylemişti. Ne güzel kokardı o sayfalar, kağıt kokusu bambaşkaydı. Hele eski kitaplar, saman kağıdından yapılan baskılar..


Ah be çocukluğum..

    Okul köşesinde küçücük bir kırtasiye dükkanı vardı. Tıklım tıklım olurdu her zaman. Her gün mutlaka uğrardık. Ya silgimiz kaybolurdu ya da kalemimiz biterdi. Silgilerimiz kokmalıydı. Bazen o küçücük patlayan renkli kolonyalardan alırdık. Bakkal amcamız vardı leblebi tozu satan. Hiç bir zaman sevmemiştim ama arkadaşlarıma alırdım. Okul çıkışı ekmek arası kaşar-salam yaptırırdık. Ne güzel kokardı. O zaman her şey çok güzeldi zaten.



Ah be çocukluğum seni çok özledim.



9 yorum:

  1. ay ne guzel olmus yazmıssın bunları ne oynardım lastikle kırmızı pabuçlarım vardı :) Cok ozledim bende keske cocuk kalsak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çocuk kalamasak da, içimizdeki çocuğu korumalıyız diye düşünüyorum :)

      Sil
  2. eline sağlık harika. bende 90'ları yazmayı planlıyordum ama bir türlü yazamadım :)) inş. yazacağım.

    YanıtlaSil
  3. Ahhh çocukluğuma gittim sayende... Hepimizin hayatı aynıymış o zamanlar :) İzlediklerimiz, yaptıklarımız, yediklerimiz, içtiklerimiz ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet çok güzel zamanlardı.. hayatımızdaki en güzel anlar çocukluğumda kaldı.. şimdi çocuklara üzülüyorum:(

      Sil
  4. Favorim kolonyalardı ve daha birçok şey o yıllara dair..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. daha neler vardı. Su tabancası yüzükler, emzik şekerler...ohoooo :)

      Sil
  5. 90'larda çocuk olmak üzerine şöyle bir yazım var: http://fildisindenkule.blogspot.com.tr/2014/03/haylazliklar-ve-gulucukler.html Aslında benzer şeyleri yazmışız. Sevgiler...

    YanıtlaSil