13 Aralık 2013 Cuma

İşyerindeki Muşmulalar

     Ailemizle başladığımız yuva faktörüne, okul ve sonrasında iş hayatı ile devam ediyoruz. Okul zamanı zaten, eğlenceden, sohbetten, arkadaşlıktan ibaret olan; bazen çekememezlikler olsa da, çok fazla umursamadığımız, kendi grubumuzla gezip tozduğumuz, okulun popüleri olarak devam eden hayatımız. Sorumluluklarımız sınırlıydı ama geleceğimiz için önemliydi. Hayatımızın devamını sağlayacak olan ara yoldu. En iyi dostlukların temeli burada atılırdı, erkekler için asker arkadaşları ne kadar özelse, biz bayanlar içinde okul zamanında attığımız temel dostluklar çok özel ve önemliydi.

   Okul hayatımızdan sonra zaten gerçek hayata başlamış olduk. Sorumluluklarımız arttı, görevlerimiz yenilendi, bilinçlendik. Büyümenin evresinin en çabuk, anlaşılmadan geçen sürece girdik. Sabah kalkıp, ekebileceğimiz bir okulumuz varken; iş hayatında bu biraz zordu. Ödevi yapmadığımızda düşük puan alırken, bize verilen görevi yapmadığımızda kapı önüne konulabilirdik. Süreç karışıktı belki de basitti. Biz karışıklığı severdik, her şeyi birbirine katmayı. 

   Yeni bir işe başladığımızda arkadaş edinmek isteriz. Ondan bir şeyler öğrenmek, yeni arkadaşlıklar kurmak, onların ortamlarına dahil olmak niyetinde oluruz. Bazen bocalarız, bazen güzel dostluklar kurabiliriz. Kişiden kişiye göre değişse de, eğer kişiliği oturmamış bir insanla arkadaşlık yaptığımız da, hayatın tokadını suratımızda hissederiz.

ü  Koltuğunu kaptırmaktan korktuğu için, size işi öğretmek istemeyenler.
ü  Sizin üstsünüzse, sizden hoşlanmıyorsa, sizi çıkartmak için elinden geleni yapacak olanlar.
ü  İş yerinde hoşlandığınız çocuk ondan değil de, sizden hoşlanıyorsa; pislik atmak da sınır tanımayanlar.
ü  Etraftakileri toplayıp, herkes hakkında konuşup, dedikodu yapmak dan zevk alanlar.
ü  Kendine rakip olarak gördüğü herkesi, kötüleyerek tekel oluşturmak isteyenler.
ü  Yaş itibariyle sizden küçük olsa da, egosuyla ortalığı birbirine katanlar.
ü  Müdürün ya da patronun sevgilisi ise, onlara zaten diyecek bir lafım yok.
ü  Sizden sorumlu olduğu halde, eksiklerinizi abartarak yöneticisine aktaranlar ve size hala gülümseyebilenler.
ü  Mevkisi olsa da, sürekli mızmızlanan, söylenen, içinizi karartanlar, sizi işten soğutanlar. 
ü  Yaptıkları sadece çay, kahve, sigara içmekten ibaret olsa da, her şeyi ben biliyorum edalarında dolaşanlar.
ü  Torpilliyse, ve bunu her seferinde vurguluyorsa, kendilerine yazık eden ezikler.
ü  Ve son olarak, hayatı sadece işten ibaret olan, asosyallikle de bir numara olan acınasılar.

Yazmakla bitmez biliyorum. Herkesin işyerinde mutlaka bu tiplemelerden vardır. Ne diyeyim Allah yardımcımız olsun ve bizi bu muşmulalardan korusun.

İş arkadaşı, iş arkadaşı olmalı. Yahudilerin söylediği gibi; arkadaşımla iş yapmam; iş yaptığım kişiyle de arkadaş olmam. İşte bu kadar basit.



  
  
  
  
  
  








2 yorum:

  1. Her şey bir yana bu mobbing öldürüyor insanı :)

    YanıtlaSil
  2. Bu güne kadar ögrenci islerinde calistim hep harclik cikarmak icin. Mobbinge ugramadim cok sükür. Ama cok güzel bir yazi olmus.

    YanıtlaSil