21 Ekim 2013 Pazartesi

BİR ERKEĞİN GÜNLÜĞÜ


   Her zaman el bebek, gül bebek büyütüldüm. Ailemin kurallarına saygı gösterdim ve sözlerinden hiç çıkmadım.  Ne istediysem yaptılar aynı şekilde ben de. 26 yaşına geldim onlara kırıcı tek bir laf söylemedim.  Kız kardeşim çok asi olmasına rağmen,  ben farklı bir çocuk olarak büyüdüm, büyütüldüm. 

   Kız arkadaşım da olmadı diyebilirim, çünkü karakterlerimiz farklı olur ve çok uzun sürmezdi ilişkilerim. Kuzenim ise benim tam tersimdi. Asi, şımarık,  çapkın ve bağımsız.  İnterneti kız bulmak için kullanır,  her hafta sonu farklı kızla tanıştırdı.  Kızlara üzülürdüm, kuzenimin yalanları yüzünden.  Bir gün evdeyken, gelip beni de yanında sürükledi.  Kendimi 4 kişilik bir grubun içinde buldum. Kuzenim ve sevgilisi derin sohbette, ben de kızın arkadaşının konuşmalarından sıkılmış,  telefonla oynuyordum. "Selam millet" diyerek yanımıza gelen kızın enerjisiyle dünyaya döndüm.. Masamıza oturdu, herkesi kahkahaya boğdu.  Ben ise kendimi kaybetmiş, kızı izliyordum.  Cıvıl cıvıl konuşmaları,  Işıldayan gözleri ve inanılmaz enerjisi beni benden almıştı.  Kızı izlerken, suratımın yandığını hissetim. Zoraki geldigim buluşma da aşık olacağım aklımın ucundan geçmezdi. 

    Her gün onu düşünmeye başlamıştım.  Yüzü aklımdan çıkmıyordu. Ben ise onh düşünerek geçiriyordum zamanımı. Bir kac gün sonra kuzenime anlattım. Benimle dalga geçse de, haftasonu o kızla tekrar görüşeceğini, isterse onlara katılarak,  onu görebileceğimi söyledi.  Kız arkadaşı her şeyi ayarlayacaktı.  Pazar gününü iple çektim. Kuzenim ve sevgilisi başbaşa,  ben de onunla birlikteydim. Sahil boyunca yürüdük, sohbet ettik. Günün nasıl bittiğini anlamamıştım. Bu sefer telefonlarımızı verdik birbirimize. Ayrılır ayrılmaz mesajlaşmaya başladık, günlerce gecelerce.

    Güne onunla başlamak,  geceleri onu düşünerek uyumak, rüyalarımı süsleyen güzel meleğim.  Her haftasonunu iple çekiyordum onu görebilmek için. Kısıtlı vaktimizi en güzel şekilde geçirmek için elimden geleni yapardım. O benim her şeyim olmuştu.  Geleceğim,  umudum, hayatım,  mutluluğum, huzurum.
  Ailem bendeki değişikliğin farkındaydı, onlara henüz anlatmamıştım. Ta ki; annem resmi görüp, "bu kız o mu?" Diyene kadar.  Sadece gülümsedim. "Hayatta olmaz, sen bu kızla evlenemezsin daha küçük ve ben torun sahibi olmak istiyorum. Komşu kızını çok beğeniyorum onunla evleneceksin, yoksa hakkımı helak etmem sana."  dedi ve gitti. Ben onu seviyordum ve ondan asla vazgeçemezdim. Sevdiğimin yanına gittim ama onunda suratı asıktı ve ilk defa onu mutsuz görmüştüm.  Meğersem ailesi beni öğrenmiş ve görüşmememiz için baskı yapmış. O daha küçükmüş ve evlenemezmiş. Ben annemi anlatamadım bile ona.  




   Eve geldim ve ilk defa ağladım.  Onu delicesine severken kaybediyordum. Aileme rest cekemezdim ve o da yapamazdı. Peki "Biz" ne olacaktık. Numarasına artık ulaşılmıyordu.

   Aradan aylar geçti. Nişanlandim komşu kızıyla.  Düğüne kısa bir zaman kalmıştı ve beni aradı.  Telefonu evde unuttuğum için,  annem açıyor;  " uzak dur o artık evli, arama bir daha" diyerek telefonu kapatıyor. Bir kaç gün sonra isyerine geldi.  Karşımda duruyor ve ağlıyordu; "sevgin bu kadar mıydı? Ben herşeye rağmen sana gelmiştim ama sen beni çoktan unutmuşsun, helal olsun" dedi. Sımsıkı sarıldım ona,  ama herşey için cok geçti. Herşeyi anlattım ona. "seninle herşeye razıyım, bırak gel" diyerek yalvardı ama yapamadım. Gitti ve ben hiç birşey yapamadım. Gönlüm aktı gitti çaresizce.


                                                                                               (Devamı var...)
   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder