29 Ekim 2013 Salı

PİS FORDÇULAR!

   ''Evet, en sonunda arabamı aldım.'' diyen kız arkadaşımı kucakladım ve bunu en kısa zamanda kutlayacağımızı söyledim. ''Artık, toplu taşıma araçlarında pislik insanların tacizine maruz kalmayacağım'' dediğinde, gözlerim faltaşı gibi açıldı. Ülkemizde bayan olmak çok zordu maalesef. Araba kullanamam, trafikten nefret ettiğim için de en hızlı toplu taşımayı tercih ederim. Bir çok kişi de eminim benimle aynı fikirdedir.

   Lakin çoğumuzun başına gelen bu olaylarda paranoyak olmuş durumdayız. Küçük-büyük demeden bir çok bayan bu pislik insanların (insan demeye gönlüm elvermese de) tacizlerine maruz kalıyoruz. Gerek dokunarak, gerekse bakarak bizi çileden çıkartıyorlar.

   Hani bir ara sadece bayanlara özel ''pembe otobüs'' olacağı haberlerine gerçekten çok sevinmiştim. Sonuçta işe gelip-giderken, dışarı çıkarken yanımızda sürekli bir erkek olmuyor. Olsa da; ne olacak ki! ''Yanındaki hatuna sahip çık'' diyebilecek karaktersizler de fazlasıyla mevcut.

   Peki bunun bir çözümü yok mu?
   - Taksilere dünya kadar para mı bayılmak zorundayız?
   - Pembe otobüsü mü bekleyeceğiz?
   - Evden dışarıya çıkmayacak mıyız?
   - Toplu taşıma araçlarında paranoyak gibi mi davranacağız?
Bence, biz de bir binek araç alıp, çözümlenemeyen trafiğe destek verelim. (Hoş biz bayanları araba kullanırken de rahat bırakmazlar ki!)

   Susmayalım. Tacizi hissettiğimiz an yaygarayı kopartalım. Yapan utanmıyor ki; biz neden utanalım! Yanımızda her zaman bir toplu iğne olsun, en kolay ulaşabileceğimiz yerde. Onun o ellerini parçalayalım.

   Bu insanların(!) kardeşi, eşleri yok mu? Onları dünyaya getiren de bir bayan değil mi? Neden bu acizlik?

  17 yaşındaki kız kardeşim aradığında, ağlıyordu. Otobüste arkasındaki adam sürekli olan doğru dayanmaya çalışıyor ve kardeşim ne tarafa dönse o da takip ediyormuş. En sonunda başka bir adam, kardeşimin rahatsız edildiğini anlamış olmalı ki; kalkıp yerini kardeşime vermiş. Bunu duyduğum da, o adamın üzerine tuz ruhu dökmek istedim. Erkekliğini kullanamayasın diye! 
                                                                                                                     ESER(30)
                                                                                                                                                                                                                               
                                              
  Otobüs de oturmuş, müzik dinleyerek gidiyor, camdan dışarıyı seyrediyordum. Birden bacağımda ileri giden parmakları hissettim. Kafamı çevirdiğimde dedem yaşlarında (70) birinin, sanki parmakları benim bacağımda değilmiş gibi bakan  surat ifadesiyle kalakaldım. Birden toparlandım olduğum yerde. Elini çekti, ama inanılmaz tedirgin olmuştum. 5 dakika geçmeden bu sefer göğsüme dirseğini dokundurmaya çalışmasın mı?  Adamı rezil etmemek için bağıramadım, ben onun yaşından utanıyordum ama onun yaptığı. Kalkmaya çalıştım, ''tamam, bir daha yapmayacağım otur'' demez mi birde. Arabadan nasıl indiğimi hatırlamıyorum. Ağlaya ağlaya eve gelmiştim.
                                                                                POLYANNA (25)

  Okuldan çıktım eve gidiyorum. Tramvaya bindim, yanıma benim yaşlarımda bir genç oturdu. Kucağında büyük bir resim çantası vardı. Tramvay kalabalıklaşmaya başlamış, çocuk da çantasını iyice kendisine doğru çekmişti. Çok geçmeden bacağımda bir el hissettim, kıpkırmızı kesildim. Allah'tan babam beni cesaretlendirmişti her konuda. Yüzüne baktım, pis pis sırıtıyordu. ''Pis sapık hiç bacak görmedin mi?'' diyerek çantayı ittim ve bir tokat patlattım. Herkes bize bakıyordu, insanlarda tepki gösterince apar topar inmişti. Ben ise, sinirimden ağlamıştım.
                                                                                MUTSUZ (19)                                                                       
                                                     





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder