8 Şubat 2016 Pazartesi

HAFTANIN KİTABI ''GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE''

    Birbirlerini çok seven anne babanızı kaybettiğinizde, büyükannenizin gençliğindeki aşk hikayesini dinlediğinizde, aşktan korkup kaçtınız mı? ''Aşk insana zarar verir'' diye düşünürken, siz mantığınızı dinlemenin daha iyi olduğuna karar verebilirsiniz. Aşk bittiğinde, her şey bitiyor mu? Mantık evliliği yapanlar ise, hayatlarını daha mutlu, daha saygı çerçevesinde mi yaşıyor? Kalbiniz delice atarken, ruhunuzun o adama ait olduğunu hissederken, göğsünüzdeki çırpınışlarınıza engel olabildiniz mi? Gitmek mi zordu yoksa kalmak mı? Sevginize sahip çıkmalıydınız ya da arkanıza bile bakmadan içiniz yanarak gitmeliydiniz.

   Gülçin Özbek Kuyumcu' nun yazmış olduğu Geçmişin Gölgesi kitabında; aşktan kaçan Defne Lena' nın hikayesi var. Uzun zamandır sevgili olduğu adamla evlendiğinde; aşkı değil mantığını tercih etmişti. Evlendiği adamın ise, tanıdığı adam olmadığını, bir ruh hastası olduğunu canı yanarak öğrenmişti. Ve kurtulması gerektiğine karar verdiğinde, her şey onun için daha da zor olacaktı. İş hayatında, genç yaşına rağmen, başarılıydı. Bu başarısını, ailesini kaybettikten sonra, ona bakan büyükannesine borçluydu.

   İnsanlara karşı duvarları vardı. Kimseye içini dökmez, sırlarını paylaşmazdı. O kadar güçlüydü ki; tek başına her zorluğa göğüs gerebilirdi. Bir çocuğun yaşayabileceği bütün zorlukları, fazlasıyla yaşatmıştı hayat ona. Doğru insan olmadığına kanaat getirmiş ve kendini işine vermişti. Başarı merdivenlerini hızla tırmanıyordu.

  Robert Lucas, yakışıklı, zengin, ailenin tek erkek çocuğu idi. Babasının ya da büyükbabasının servetini istemiyordu. Onun istediği kendi hayatını kurmak, kendi parasını kazanmak ve sevdiği işinde en iyi olmaktı. Kızlara güvenmiyor, sadece tek gecelik ilişkilerden ibaretti yaşamı. Kadınlara olan güvenini çok küçük yaşta kaybetmişti, annesi sayesinde.

  Defne ve Robert' in kaderi Roma da başladı, aşk şehrinde. Defne, karşı koyamadığı duyguların içinde bulmuştu kendisini. Bir tarafı delicesine kaçmak isterken, bir tarafı ona koşmak istiyordu.  İkisinin isminin anlamı da ''ışık'' demekti. Sizce bu bir tesadüf müydü?

   Geleceklerini kurmaya çalıştıkça, geçmişlerinin gölgesi ise sürekli karşılarına çıkıyordu. Birlikte bunu aşabilecekler miydi? Her ikisinin de aşka inancı yokken, aşkı yaşamaya cesaretleri var mıydı?
Aşk, hayatında karşına bir kez çıkacak bir armağandı. Ya alırsın ya da kaybedersin. Ya savaşırsın, ya da esir düşersin.

   Hem Defne' nin ağzından, hem de Robert' in ağzından dinleyeceksiniz bu hikayeyi.


GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE
GÜLÇİN ÖZBEK KUYUMCU
MÜPTELA YAYINLARI
422 SAYFA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder