21 Ocak 2016 Perşembe

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ

   Welton Akademisi, bölgede bulunan en iyi eğitimi veren yatılı okullardan birisidir. Gelenek, onur, disiplin ve mükemmellik olarak dört temel ilkesi bulunan okulda, katı kurallar vardır. Kurallara uymayan öğrenciler ise cezalandırılmaktadır. Aileler ise; kendi almış oldukları kararları, çocuklarına dayatarak, onların geleceklerini, kendi istedikleri doğrultuda planlamışlardır.

    Edebiyat öğretmeni olarak gelen, Mr. Keating öğrencileri ile derste, kurallar dışında ders işlemektedir. Onlara, anı yaşamaları gerektiğinden bahseder. Öğrenciler ilk başta ne demek istediğine anlam veremezler. İçlerinden birisi, okulun eski yıllığını bulur ve orada ölü ozanları keşfeder. Arkadaşlarını da ikna eder. Daha önceki ölü ozanların, toplandığı mağarayı bularak orada toplanırlar. Şiir okurlar, hikayeler anlatırlar, birbirleri ile sohbet ederek vakit geçirirler. Amaç; anı yaşamaktır.
 
   ''Derinlemesine yaşamak ve hayatın iliğini emmek istiyordum!''

   Mr. Keating, öğrencilerine farklı bakış açılarının olması gerektiğini benimsetmeye çalışmaktadır. Öğrencilerinin hepsi birbirinden farklıdır. Todd, çok sessiz ve utangaç birisi iken, Neil kendini tiyatroya adamıştır. Knox ise, ne istediğini bilmesine rağmen, ailesinden dolayı tedirgindir.

   Mağaraya gitmemek için direnen Todd, arkadaşlarının ısrarlarına dayanamaz ve gider. Lakin şartı vardır ve okumayacak, şiir yazmayacaktır. Arkadaşları bunu kabul eder. Todd ise, kendiliğinden okumaya ve şiir yazmaya, içindekileri mısralara dökmeye başlar.

   Neil tiyatro seçmelerini kazanmıştır, ancak bunu babasına söyleyemez. Bu durumu öğrenen babası, Neil' e hemen bu saçmalığa bir son vermesini ister. Devam ederse ise; onu cezalandıracaktır. Neil, bu tutkusundan vazgeçmez ve tiyatro günü sahneye çıkarak, büyük bir performans sergiler. Son bölümde ise; bütün seyirciye şiirini okur. Amacı babasına gönderme yapmaktır.

''Biz gölgeler, kusur işlediysek eğer,
Şöyle düşünün ve bizi hoş görün:
Bu hayaller görünürken sahnemizde,
Siz de biraz kestirdiniz yerinizde.
Diyelim ki; cılız ve anlamsızdı konumuz.
Ama rüyada geçmedi mi oyunumuz?
Sayın baylar, bayanlar, bizi bağışlarsanız,
Bir dahaki sefere daha iyi oynarız.
Övgü hak etmedikse bile,
Hislerinizi getirmeyin dile.
Doğrucu Puck' a güvenin
Bize bir fırsat verin.
Yine beğenmezseniz,
En yalancı Puck, deyin.
Şimdi size iyi geceler;
Verin elinizi, anlaştıysak eğer.
Robin hepinize sağlık ve esenlik diler.''

 Sahne kapanır ve bütün seyirciler çılgınca alkışlamaya başlar. Babası ise; kendisine karşı gelindiği için sinirlenir ve oğlunu alarak, arabaya bindirir. Başka bir okula gideceğini söyler, Neil ise babasına karşı gelir. Babası ise, asla söylediklerinden vazgeçmez. Neil, o gece babasının silahıyla intihar eder.

''Kişi, eğer kendine güvenle hayallerinin peşinde giderse beklenmedik bir başarıya ulaşacaktır.''

  Çocuklarına geleceğine dair fikirlerini sormadan, çocukları için gelecek planlayan ebeveynler, sisteme kendini kaptırmış ve basmakalıp düşüncelerle çocukları birer kopya gibi yetiştiren okullar. Hayatın her döneminde olan şeylerdi. Farklı olmak, farklı bakış açısına sahip olmak, içindeki duyguları açığa çıkartabilmek, ne istediğini bilen bir birey olmak. Bu sistem içerisinde çok zordu. Çünkü aile büyüğüne ''hayır'' ya da ''istemiyorum'' deme lüksünüz yoktu. Siz sisteme bağlıydınız ve o ne derse onu yapmak zorundaydınız.

Kitabı 13 sene önce edebiyat öğretmenimin verdiği ödev için okumuştum ve inanılmaz keyif almıştım. Sonra Robin Williams' ın oynadığı sinema filmini izledim. Yıllar sonra tekrar okuyorum ve söylüyorum:
 
CARPE DİEM
 
 
ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ
N. H. KLEINBAUM
BİLGE KÜLTÜR SANAT
136 SAYFA
 
 
Keyifli okumalar & sevgiyle kalın
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder