13 Ocak 2015 Salı

KEŞKE KADIN OLSAM

     Geçen sabah annem kahvaltı hazırlıyor. Bir taraftan da bana sesleniyordu. ‘’Kalk artık masayı hazırla da kahvaltı yapalım.’’
Kalktım, kahvaltı masasını hazırladım ve erkek kardeşimi uyandırdım. Sonra düşündüm ki; ‘’neden masayı o değil de, ben hazırladım?’’

Çamaşırlar yeni yıkandı ve asılması gerekiyor. Annem ‘’hadi kızım şu çamaşırlar as kurusunlar.’’
Kuruduklarında ise söylediği şey belli; ‘’ütülenecek olanlar bunlar, kardeşinin kıyafetleri yarına hazır olsun’’

     Ben kadınım o erkek. İkimizde çalışıyoruz. Bir yaşamımız var, hayatımız var. Ama annem talepleri hep benden bekliyor. Erkek kardeşim çamaşır asmıyor, ütü yapmıyor, masayı hazırlamıyor’’ O sadece hazıra konuyor.

     Ah tabiki bu biz kadınların suçu değil mi? Erkeklere karşı boyun eğiyoruz ve kendi çocuklarımızı öyle eğitiyoruz ki; sanırsın bütün güç onlarda.  Her şey hazır olacak ve önüne gelecek. Kadın dediğin ona itaat edecek.  Erkekler üstün varlıklar hem de bizlerden güçlüler.
Orada bir duruyorum ve düşünüyorum. Güçlüler mi?
Kadın sabah kalkıyor, çocuğu okula hazırlıyor, eşini işe gönderiyor. Çalışan biriyse kendisi işe gidiyor. Eve dönüyor, yemek yapıyor, bulaşık yıkıyor, etrafı toparlıyor, çocuğu ile ilgileniyor. Ve bütün zaman dilimi bu şekilde geçiyor. Dışarı çıksa bile aklında hep ev ile ilgili planları var. Şu yemeği yapsam, çocuğumun şu ödevi var vs.
Hastalandığında bile dinlenecek vakti olmuyor. Sürekli bir koşturma halinde. Erkek ise ne yapıyor, geliyor, gidiyor, yiyip içiyor ve yatıp kalkıyor. Öyle değil mi?
Haksızlık var bir yerde. Güçlü olan onlar değil biziz. Erkek egemen bir toplumda yaşadığımız için bize dayatılanlar bunlar olsa da, gerçek olup görünenler ise ortada.

    Ben birkaç gündür bunlar üzerinde düşünürken, elime geçen kitap ise; duygularıma adeta tercüman olmuştu. 
‘’ Keşke Kadın Olsam ‘’  Aykut Oğut bu kitabında da harikalar yaratmıştı.
Kadının üstün olduğunu, akıcı bir dil ve eğlenceli bir mizahla anlatmıştı. Bir erkek olduğu halde, biz kadınlara casusluk yapıyordu. Erkek tarafının sırlarını, güçsüzlüklerini bize samimi olarak anlatıyor.

     Hayatındaki ilk  kadın olan annesinin, kendisini harika bir şekilde yetiştirmesi ve ona verdiği öğütler sayesinde bizlere ışık tutuyor.

Kadın erkekten 16 kat daha üstündür. Peki öyleyse neden kadınlar daha çabuk dağılabiliyorlar?

Kadını erkeklerden daha üstün yapan özellikler nelerdir?

İlişkilerde kadın ve hataları nelerdir?

Cinsellikte toplum baskısı, kadın ve erkeklerin cinselliğe bakışları?

Peki bu durum nasıl değişecek?

Hepsi bu kitapta.

     Okurken zevk alacağınız, düşüneceğiniz ve ‘’evet bende böyleyim ama artık olmayacağım’’ diyerek değişim yaşayacağınız, kendinizi sorgulamanıza sebep olacak her şey bu kitapta.

‘’Toplum beni ERKEK olmaya çekmeye çalışıyor,
Annem beni İNSAN olmaya davet ediyordu.
Toplum beni ilerideki KARIMA eğitiyor,
Annem beni ilerideki EŞ’İME, eşitime hazırlıyordu.
Toplum bana kadını HİZMETÇİ olarak gösteriyor,
Annem KADINI SEVMEYİ VE SAYGI DUYMAYI öğretiyordu.’’   ‘’Annem hiç vazgeçmedi’’   -alıntıdır-
Öncelikle rahmetli annesine, sonrasında bize bu verdiği öğütlerden dolayı teşekkür ediyorum.





  Sevgiyle kalın :)

3 yorum:

  1. Ben de bazen evde eşimin attığı çorapları toplayıp, yıkayıp bir de üzerine katlarken yada ne bileyim iç çamaşırlarını yıkayıp, dolabına yerleştirirken kendi kendime soruyorum, neden o da benimkileri toplayıp yıkamıyor. Kadınım diye neden bir başkasının iç çamaşırını yıkamak, yada onun kendi özel işlerini de benim halletmem gerekiyor.
    Nasıl bir düzen bu anlamak mümkün değil.
    Aynı saatte işe git aynı zamanda gel, sen yemek hazırla ama o sürekli bugün çok yoruldum biraz dinlenmem lazım desin, haksızlık değil mi gerçekten de, şikayet ettiğimden değil sadece anlamaya çabalıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Aykut Oğutu'un tüm kitaplarını severek okudum. Bunu da beğeneceğimi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  3. Okumak lazım o halde ;)))

    YanıtlaSil