14 Nisan 2014 Pazartesi

İNSANLIK ÖLMESİN

    Esenler otogardan yukarı E-5 e çıkarken (Bauhaus caddesine giderken) sol tarafta boş bir arazi var. Arazinin üzerinde naylondan, örtülerden, havlularla yapılmış çadırlar var. Elinizdeki yiyeceği isteyen çocuklar, gelen bir tenceredeki yemekten bir kap alabilmek için sıraya girmiş insanlar var. Açlar, soğukta kalmışlar, dilimizi bilmiyorlar ve yorgunlar. Onları gördüğümde içim sızladı, üzüldüm. 
Suriye' den geldiler. Bilmedikleri bir ülkeye, dillerini konuşamadıkları insanların içine geldiler. Paraları yok, evleri yok, tanıdıkları yok. Onlara ellerini açan da yok. Durumu iyi olanlar, parasını alıp geldiler, evlerin yerleştiler. Ama diğerleri..

Biz bunları düşünmeyelim.
Çadırda olan biz değiliz, aç olan, çıplak olan da bizim çocuklarımız değil.
Yemeği beğenmediğimizde, gidip yenisini alabilecek durumdayız.
Köşede dilenen çocuk da bizim değil.

    Ben burada insan olmaktan bahsediyorum. Hayvanlardan bizi ayıran özelliğimizde, vicdanımızda. Ne olduğu, nasıl olduğu meselesi değil bu. Çocuklar suçsuzdur, çocuklar masumdur.. İktidarın ceremesini onlar çekmemeli..
Aileler çocuklarını doyurmak için, üşümesinler diye çırpınıyorlar. Alamadıkları için çalıyorlar. Lütfen onlara yardım edelim.
Kendimizi onların yerine koyalım. Savaş çıkmasına gerek yok bunun için. 99 depreminde evsiz kalanlar, sokaklarda yatanlar oldu. Aç-açık bir halde yaşamaya çalıştılar. 
Hangimiz sıcacık evimizi, yatağımızı bırakıp bir parkta sabahlayabiliriz ki!
Hangimiz çocuğumuzu köşede buz gibi taşa oturtup dilendirebiliriz!
Çocuğunuzun ''açım'' dediği halde, elinizin bağlı olduğu zamanlar oldu mu?
Ben onları görürken de, bu yazıyı yazarken de içim titredi.

Esenler Belediyesi onlara yardımcı olsun.. 
Biz de elimizden geldiğince destek olalım.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder