24 Ocak 2014 Cuma

DEPRESYON MODU

Ben bir ikizler burcuyum. Yükselenim de aslan.
Hava ile ateşin karışımını düşünebiliyor musunuz?
Yok yok kesinlikle düşünmeyin. Bir kıvılcımı, o rüzgar nasıl körüklüyor bir bilseniz.
Ya da sakin bir hava da çıkan ateş, nasıl aklımı karıştırmaya yetiyor.
Rüzgar, fırtına, alev, güneş, sıcak bla bla bla.
Parçalı bulutlu modum hiç ama hiç çekilmez. Sevimsiz, suratsız, mutsuz, huysuz ve umutsuz dolaşıyorum. Sürekli bir ''ERROR'' halim. Bir gün, iki gün, üç gün katlanırlar ama sonra başlarlar.
''Eee artık kendine gel'' demeye. 
Tarkan giriyor araya; ''kendine gel kendine, dön de bir bak haline.''
Yazık yani çevremdekilere de, bütün şımarıklıklarıma katlanıyorlar.
Neyse..
Ben genelde, kendi dünyamda olurum o zamanlarda. Ne etliye karışırım, ne sütlüye.
Ne olmuş ne bitmiş. Dünya yansa umrumda değil yani.
 ''Umrumda değil, iyiki bitti, omuzlarımdan koca bir yük gitti.''
Battaniyem, yatağım ve uyku bana en iyi gelen şeyler. Bir de internette izlediğim yabancı diziler. Yemek bile aklıma gelmiyor, dönüp duruyorum, resmen yatağımı ters düz ediyorum.
Elimden düşürmediğim telefon var ya, kim bilir nerede? Şarjı da bitmiş olabilir. Whatsappdan yazanlar, gelen mesajlar, arayanlar... Umrumdışı modundayım şuanda. Annemi ya da kardeşimi arıyorlar, ulaşamayanlar.
Sabah kalkıp işe gitmek, nasıl bir stres hali.
Doktora gidip, rapor mu almalı? Bilemedim şimdi.
Neyse Allah' tan hafta sonu çalışmıyorum. (Haftasonuda açık öğretim sınavı var, depresyona gircem yine :( )
İşe giderken uyanmak zor, kıyafet seçmek zor, makyaj yapmaya mecalim yok!
Ölmüşüm de ağlayanım yokmuş, gibi oldu bu.
Sonra zar zor işte gün geçiyor, akşam oluyor çok şükür, bin şükür.
Eve geliyorum, hop pijamalarım ve yatağım.
Çok mutluyum şuanda.
Bir haftadan sonra hala bu ruh halinde olmak gerçekten çok sıkıcı oluyor. Yatağımda diken varmış gibi oluyor, yatamıyorum. Bir şey yapmadığımdan mıdır nedir? Baş ağrım geçmiyor. Leyla gibi etrafta dolanıyorum. Mecnun'um nerede kaldın?
Şu alt kattaki sarışını bile henüz farketmedim? Belkide esmeri. 
Ne demişler; sarışının adı, esmerin tadı.. :)
Ya peki kumralsa o da benim gibi. Belkide hayatımın aşkı ve bu günlerimde beni depresyondan kurtarmaya geldi. Bu çocuk beni suratsız halimle ne yapsın?
Hep böyle oluyor zaten. 
Nasıl mı? En süslü, en güzel kıyafetlerimle kimseyle karşılaşamam; nerede en paspal halim, o zaman herkesi görüyorum? En son asansörde, üst katta çalışan yakışıklıyla karşılaşmıştım. Ne zamandır göremiyordum zaten, görünce bakışıyorduk masum masum. Çocuk kesin tanımadı beni, o derece yani. Suratıma bile bakmadı haspam. Gösteririm ben sana..
Tanıyı koydular, ''Sen depresyona girmişsin''
Öyle tabi, ben arada bir girer çıkarım. Severim depresif hallerimi. Stres mi atarım, strese mi girerim belli olmaz ama depresyona girmek en büyük hobimdir. 
Bu aralar uzun kaldım sanırım, zaten ölüp gideceğiz, nereye kadar depresyona girmek, yatıp-uyumak. Çıkart hayatın tadını, dön dünyaya.
Kendi kendime telkin vermek de, üzerime yoktur vallahi.
Ben depresyondan çıktım, dünyaya döndüm.

                                                          Hoşgeldin Esra :)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder