22 Mart 2013 Cuma

Gelecekteki Anne Halimiz

    Annelik kutsaldır, buna söylenecek tek bir lafım dahi olmaz. Ne kadar anneliğine takıldığım, hatta ''anne'' kelimesini yakıştıramadığım kadınlar olsa da! Yaşıtlarımın 1 değil, hatta 2 ya da 3. çocuğuna sahip olmalarını gözlemliyorum da, bir de kendime bakıyorum. Daha zamanı var, diyorum.
Belki de kendimi kandırıyorumdur :)
Kız çocukları meraklıdır, küçüklüklerinden beri annelerini taklit etmeye.
Yemek nasıl yapılır?
Temiz ev nasıl olur?
Misafirler nasıl ağırlanır?
Kek nasıl çırpılır?
Böreğin üstü nasıl kızarır?
En önemlisi de makyaj nasıl yapılır?
Topuklu ayakkabı üzerinde nasıl durulur?
Tamam babamıza düşkün olabiliriz ama annemiz de ona düşkün değil mi?

Farkında olmadan yıllar boyunca öğrendiğimiz şeyleri, bir süre sonra tek yapmaya başlıyoruz. Annemiz ne kadar öğretemediğini düşünse de!

    Hepimizin annesinin farklı özellikleri vardır. Kimi tefal tava kullanır, kimisi çelik. Kimisi her gün toz alır, kimisi haftada bir gün. Kimisi vejetaryandır, kimisi etsiz masaya oturmaz.
   Sizin anneniz de, astığınız çamaşırlara söylenir mi? Renkliler tek sıra, beyazlar ayrı bir sıra da asılacak.          Gömlek böyle asılmaz! Bu kazakları bu şekilde asarsan sarkar!
   Camlar bu şekilde silinmez. Önce iç kısmını, sonra dış kısmını silersin, çerçeveleri ise unutmamalısın!
   Bu yemeğe bu baharat olmaz, salata yaparken bunu önce, bunu sonra koymalısın.
   Toz alırken; önce camlar, sonra mobilyalar daha sonrasında diğerleri silinir.
   Ya ütünün nasıl yapıldığını uzun bir süre öğrenemediysek?
   Mutfakta değiştirdiğimiz eşyalar için, işittiğimiz söylenmelere ne demeli?
   Ya o tüller sararmış ve hala yıkanmadıysa! Vay ki ne vay!
   Bulaşık makinasına bir türlü yerleştirmeyi beceremediysek!
   Market torbaları toplanıp katlanmalı, pazar torbaları kesinlikle değiştirilmeli.
   Falancanın kızı şöyle böyle derken, bizi hep eleştirme modunda oldukları daha da üzücü oluyor.
   Erkek kardeşimize bir şeycik denmez de, yazık biz kızların haline :)

Elimizden geldiği kadar yapsak da, mutlaka eksik bir şey bulur ve memnun olmazlar. Bir teşekkür bekleriz belki de, sonuçta onun için birşeyler yapmışızdır ama onlar için öyle değildir.
'' Yaptığın banaysa,öğrendiğin kendine''  en büyük anne atasözüdür.  Mutlaka en iyisi olmalıyız. Annemizi ve onun kızı olduğumuzu asla unutmayarak, temsilimizi yapmalıyız. Hevesimiz daima kursağımız da kalır. Ta ki; başkasının yanında annemiz gibi olup da, övgü aldığımız zamana kadar. İşte o başkasından aldığımız övgüyü hak eden biz değil, annemizdir.
   Her gün; bizim için koşuşturan, herşeyimizi düşünen, bağırıp çağırsa da gene ona koştuğumuz, çalışsa dahi, ev işlerini ihmal etmeyen, sorumluluklarını bilen süper insan.
Sen bize teşekkür etmesen de, sürekli eleştirsen de, Allah başımızdan eksik etmesin.

                                        Çünkü gelecekteki ben, tipik sen olacağım :)







 





1 yorum:

  1. Annenin gözünde hiç büyüneyeceksin. Sen o saydığın işleri kusursuz yapsanda annen içgüdüsel olarak hep seni uyaracak.Çünkü sen annenin gözünde hep küçük kızı olarak kalacaksın:)

    YanıtlaSil