20 Şubat 2014 Perşembe

MODERN KÖLELİK

    Hayatta amaçlarımızı var.
Büyümek, okula gitmek, üniversiteyi kazanmak, iyi bir işe başlamak, mevki atlamak, araba almak, ev almak, para biriktirmek, bu sırada evlenmek, çoluk çocuğa karışmak ve kendinde yaşadığın sürece ailenle devam etmek.

    Amaç var amaç var elbette. Bir de amaçlara ulaşmak için ihtiyacımız olan araçlar var. Amaç kişiden kişiye değiştiğine göre, araçlar da değişim gösteriyor. Aslında hepimiz yaşayan, düşünebilen, nefes alan varlıklarız. 

    Eskiden köleler vardı, zincire bağlı devam ederdi hayatları. Karın tokluğuna çalışarak yaşarlardı. Amaçları buydu, çünkü onlar bu şekilde esarete bağlanmışlardı. Ölmemek için zincirle yaşamayı kabullenmişlerdi.

    Günümüz yaşantısında ise; hepimizin birer köle olduğu düşüncesine kapılıyorum. Para için kurallara boyun eğerek, idame ettirmeye çalışıyoruz hayatımızı. Bir sürünün içerisindeyiz ve tepemizde bir çoban ile yaşıyoruz. Her günümüz bir öncekinin aynısı düşüncesindeyiz. Ama değil! Her geçen gün esaretimiz daha fazla artıyor, kapılıyoruz, aldanıyoruz ve boyun eğmeye devam ediyoruz.

    Burnundan kıl aldırmayan, kendi bildiğini okuyan, kendi doğrularından şaşmayan insanlar her daim çevremizdedirler. Yaptıklarını onaylamasak da, hoşlanmasak da tavırlardan sesimizi çıkarmayız. Onun seviyesine düşmek istemiyorum, kalıbına sığınırız belki de.
Yol da görsek yüzüne bakmayacağımız, iki kelimeyi bir araya getiremeyen, size insan olarak bile değer vermeyen iş vereniniz olabilir. Sırf ''patron'' sıfatında olduğu için, ''para''nızı verdiği için uyum sağlarsınız kurallarına, karşılık veremezsiniz söylediklerine, yaptıklarını tasvip etmesenizde sesinizi çıkartmazsınız.



   Parası var diye, kızlarını dedelerine satanlar; evi-arabası yatı-katı var diyerek evlenenler, kendilerine aitmiş gibi bankadan kredi çekip sefa sürenler, diline mühür vurulmuş insanlar, bana dokunmayan yıl bin yaşasıncılar... Bu liste uzaarr gider... Kelimelere döksek neye yarar, anlaşılmadıkça.

    Bunlar para içindir, bunlar karın tokluğu içindir, bunlar evinizi geçindirmek içindir.
Bunun için değerlerinizi kaybetmeye değer mi? İnsanlığınızı, vicdanınızı, özgürlüğünüzü, düşüncelerinizi ve daha bir sürü insana yakışan sıfatlarınızı.

    Ben, biz ya da hepimiz farketmiyor. Bizimle aynı sıfatta olan, insan olan birine boyun eğiyoruz. Denize düşen yılana sarılır, derler ama biz Yaradana sarılmayı unutuyoruz.
O bizimle, o içimizde, kalbimizde, dudaklarınızdan çıkan sözlerinizde..
Ve o bizi yarattığı halde şükretmeyi unuturken, bizim gibi biri olan diğer insana karşı ne durumdayız?


Söylenecek başka söze gerek yok herhalde..



7 yorum:

  1. Esra bence tek sorun para değil. İnsanların tembelliği. Çalışan herkes önce rahat olmak, Güvende olmak ve huzurlu olmayı öncelikli olarak görüyor. Ailemizden de öyle görmedik mi? Oku , bir işe gir çalış, evlen vb. telkinler. Okullarda öyle değil mi düşünmeyen, sorgulamayan ve itaat eden nesiller yetiştirmek.şirketlere işçi kazandıran kurumlar. sistem böyle işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yorumun için, vakit ayırıp okuduğun için çok teşekkür ederim öncelikle. Haklısın sölediklerinde düşündüklerinde ama bizim insanımızdaki zihniyet önce kendilerini, sonra toplumu zor durumda bırakıyor ve ben de bunu bir köle sistemine bağlıyorum. Para durumu bir örnekti benim için, o kadar çok seçenek varki!

      Sil
  2. bu durum daha çok turizm sektördünde var. Ben de içindeyim ordan biliyorum. Gerçi ben biraz üst sıralardayım. 8 saat çalış sonra git yat :) ama diğer departmanlar öyle değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, bütün sektörlerde var bu problem malesef :( yorum için de teşekkürler

      Sil
  3. Ozellikle ozellestirmenin yurtdisindaki gibi duzgun halinin carpitilmisi var Turkiyede. Calisanlar genellike hak talep edemezler ve mesaileri disinda uzun calisma saatlerine maruz kalirlar, bas kaldirirlarsa da atilirlar ve yerlerine daha ucuz calisacak insanlar gelir. Bu sadece alt tabaka isler icin gecerli degildir, ornegin bir muhendiste bu sorunlara maruz kalir. Cozume kavusturulmasi gereken o kadar cok sey varki... Yazinizi cok begendim agziniza dusuncelerinize saglik
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  4. Malesef gerçekler sevgili Aner, Ülke şartlarımız zorluklarımız, şehrimize gelen göçmenler..
    Çözüme kavuşturulması gereken o kadar sorunumuz varken uğraşılanlar..
    Çok şey söylemek istiyorum ama...

    YanıtlaSil
  5. Merhaba canım yazılarını tarzını çok beğendim ilk defa girdim bloguna aslında mail atmak istedim ancak ulasamadım mail adresinize esratrkal@gmail.com Sevgiler http://goosestyle.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil