16 Ocak 2015 Cuma

İŞİN SIRRI KİMDE?

     Okul dönemi kimine göre zevkli, kimine göre stresli geçer. Kimisi matematik düşkünüdür, kimisi edebiyat aşığıdır. Bazıları ise, ders ve okul kavramlarını asla yan yana getiremeyen tembellerden oluşur. Siz hangi gruptasınız?

    İlkokul dönemi kolaydı.. Okuma yazmayı söktükten sonra her şey daha da basitleşir. Tek öğretmen vardır. (En azından benim zamanımda öyleydi) Çocukluğun verdiği hiperaktiflik vardı. Öğrenmeye meraklıydık, hevesliydik. Heyecan duyuyorduk. Sınıfımız bizim ikinci evimizdi. Zaten grup masa sistemimiz vardı. Her grubun da bir sözcüsü. Hep beraber çalışır, tekrar eder, sınavlara beraber hazırlanırdık. Matematikte en sevimsiz konu çarpım tablosudur herhalde. İlk öğrenenlerden biriydim. Babam sağolsun, canı sıkıldıkça sorardı bende cevaplardım. 

    İlk okul bitti, ortaokula başladık. Aman Allahım! Kaç tane ders varsa, ona göre de öğretmen var. 
Ortaokulda nefret ettiğim tek ders ise; FEN BİLGİSİ idi. Ya bir öğrenci 3 sene boyunca ÖKK (Öğretmenler Kurulu Kararı) ile mi geçer! Ne teşekkür ne takdir. Kalmadan geçtim ya buna da şükür. Fen bilgisi öğretmenimiz Lütfiye hocanın kulakları çınlasın. Sınıfta zaten en fazla 5 kişidir, dersi anlayan. Diğerleri benim gibiler.  İngilizce de ise, başı çekenlerdenim. Hoca soruyor ben cevaplıyorum. Nasıl seviyorum o dersi anlatamam size. Matematik ise eh işte, sürekli hoca değişiyor, anlatıyor gidiyor. Geçtim ama bir de bana sorun.


    Başladık mı liseye! En zor seneler olduğu gibi en güzel yaşlarında yaşandığı dönem. Fen bilgisinden nefret eden Esra, kimya - fizik - biyoloji dersinde notları 4-5 den aşağıya inmiyor. Matematik mi desen aynı. Var bu işte bir sır. Söyleyeyim mi?

                                     Öğretmenler.

    Hepsi birbirinden genç ve eğlenceli idi. Matematik öğretmenimiz hele (Emine Hoca) herkes bayılırdı kendisine. Şirin, eğlenceli ve bizden biri idi. Diğerlerinin hakkını da yiyemem ama matematiği herkese sevdiren güzel insana teşekkür ediyorum. En ince detayına kadar anlatırdı tekrar tekrar. Bıkmadan usanmadan ve küçük quizlerle de pekiştirme yapardı.

Şimdi bunları neden mi anlatıyorum?

    Geçen gün bir video izledim ve o kadar çok mutlu oldum ki! Keşke bütün öğretmenler bu kadar hevesle yapsa görevlerini. Hani geldim, dersi anlattım, gidiyorum olmasa. Öğrencilerinde öğrenmelerini sağlasa, alt yapılarını sağlamlaştırsa. Aman bana ne! demese. Ne güzel olurdu?

    Videoyu sizlerle paylaşıyorum ve bu videoyu hazırlayan öğretmenlere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sizin gibi olsa keşke bütün öğretmenler.

Hele matematik denildi mi? 
Kaçmasak derslerden, korkmasak sorulardan!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder