Çocukluğa dair anılarınız, hiç olmadık zamanlarda ortaya çıkar. Sesler, kişiler, yaşanılan güzel dakikalar.. Geçmişin sıcaklığı sarar bedeninizi, ruhunuzu. Duygularınız gülümser, özlemle anılır günler.
Salı akşamı Çetin Çiftçioğlu' nun Başakşehir Kültür Merkezi' nde olan ''BU DA BENİM HİKAYEM VE SİNEMASI '' oyununu izlemeye davet edildim. O kadar yorgun olmama rağmen, bir taraftan söz verdiğim için gitmemezlik edemezdim, içimdeki ses ise; ''gitmelisin'' diyordu. Oyun başlamadan bir saat önce gittik. Kendisi ve arkadaşı sahne, ses sistemi kurulumuyla ilgilendi.
Oyun başladı, Çetin abi sahneye çıktı. Kırmızı bir pantolon, siyah t-shirt ve üzerine bir de ceket. Uzun saçlarını ensesinde toplamış, gülümseyerek seyirciyi selamladı. Kendi çocukluk ve gençlik yıllarında olan anılarından yola çıkarak, meraklı yapısının da etkisiyle, şakalarını yazdığını, bir yerde sabit olarak takılıp kalmadığını, malzemeyi sokakta, insanların içinde bulmasıyla geçen anılarını anlattı. Hem anlattı hem de videolarla yaşattı bize o anları. Pazar akşamları, herkesin keyifle izlediği bir showdu, ''ŞAKACI''.
İlginç sorularla, değişik kıyafetlerle, farklı konularla, her bir bölümde bambaşka bir zevk alırdık izlerken.
Bu kadar yaşamla, hayatla, insanlarla iç içe olduğu halde; onu nasıl hatırlamadıklarını merak ederdim. O içimizden biriydi, sadece televizyon da değil, her an her yerde karşımıza çıkabilirdi. Fotoğraf çektirebilir, sohbet edebilir, bir çay ısmarlayabilirdiniz. Sizi görünce kaçmazdı, yapmacıklık ise hiç yapmazdı.
Bir an çocukluğuma geri dönüş yaptım. Çetin abi de, benim gibi Çapa da oturduğu için, orada çekilen sahneleri izlediğimde, kalp atışım da hızlanmıştı. Beynim ise; eski klasörleri açmış bana yaşatıyordu. Yürüdüğüm sokaklar, babamla fatura yatırmak için gittiğim banka(şuanda yerine simitçi açıldı), köşedeki lokanta (şuanda orada olmayan), ilaçlarımızı aldığımız eczane, semtteki en eski sinema.
Abartmıyorum size, 10 yıl belki de daha eski zaman diliminde yaşadım ben bunları.. Çocukluğum oradaydı, o sokakta, o caddede geçmişti. Burnuma o anların kokusu geldi. Nasıl olur, demeyin. Hissettim ve ben o kokuyu aldım.
Sizinde mutlaka başınıza gelmiştir bu tarz olaylar. Zaman hızla akıp gidiyor, günler-aylar-yıllar geçiyor ve bizim unutmadığım bir şey; çocukluğumuz kalıyor. Ne yaşarsak yaşayalım, kaç yaşında olursak olalım, ortamımız, çevremiz değişsin ama hafızadaki anılar hiç mi hiç unutulmuyor.
Bu arada, Başakşehir, sosyal faaliyetlerde pek aktif olmayan bir ilçe. Kültür Merkezinde çeşitli faaliyetler olmasına rağmen, insanların talebinin yetersiz olduğunu da gözlemlemiş ve ayrıca orada çalışan kişilerden de onay almış bulunmaktayım. Belediyenin yaptığı bu faaliyetlere katılsalar, evlerine tıkılıp kalmasalar, hem kendileri açısından, hem de sahneye çıkan sanatçıların da motive edilmesine büyük katkıda bulunabileceklerini düşünüyorum.
İstanbul geneli itibariyle bütün kültür merkezlerinde sosyal faaliyetler bulunuyor. Sonuçta ortaya çıkan bir eser var, bir bedel ödemeden, sevdiklerinizle-ailenizle, gidip güzel vakitler geçirebilirsiniz. Büyükşehir Belediyesi' nin aylık olarak hazırlamış olduğu kitapçıkta, ne zaman, nerede, hangi aktiviteler var, görebiliyorsunuz.
Ülkemizde güzel şeyler de var, tadını çıkartın.
OYUN TARİHLERİ
13 MART PERŞEMBE - SULTANBEYLİ KÜLTÜR MERKEZİ
20 MART PERŞEMBE - ATAKENT KÜLTÜR MERKEZİ
25 MART SALI - BÜLENT ECEVİT KÜLTÜR MERKEZİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder